Asu Kaya’dan 11 Ekim mesajı: İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemiz telafisi mümkün olmayan hak kayıpları doğurdu

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, partisinin genel merkezinde 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı.

Her kız çocuğunun güven içinde yaşama, eğitim alma ve korunma hakkının olduğunu söyleyen Kaya, Türkiye’de her 5 kadından 1’inin çocuk yaşta evlendiğini, 2024 yılında 9 bin 354 çocuğun evlendiğini belirtti.

Asu Kaya şöyle konuştu:

“Bugün, bu ülkenin geleceğini büyütmesi gereken kız çocuklarının sesine ses verme günü. Ama bu topraklarda, her geçen gün bir kız çocuğunun sesi kısılıyor; her geçen gün birinin çocukluğu elinden alınıyor. Her kız çocuğunun güven içinde yaşama, eğitim alma ve korunma hakkı vardır. Ama bu ülkede kız çocuklarının yaşam hakkı, her gün biraz daha yok sayılıyor. Çocuklara yönelik davalarda verilen kararlar, bize adaletin değil, cezasızlığın hüküm sürdüğünü hatırlatıyor. Sekiz yaşındaki Narin Güran’ın davasında geçen hafta yeni bir gelişme yaşandı. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi, ‘suçluyu kayırma’ suçundan ceza alan 12 sanık ile üç çocuğa verilen hükümleri itiraz yolu açık olmak üzere bozdu. Üç sanığın tahliyesine karar verildi. Yani, Narin’in ölümüne ilişkin dosya bir kez daha ‘bekletici mesele’ haline geldi, adalet bir kez daha ertelendi. Gözler Yargıtay’dadır; hâlen kesin karar verilmemiştir. Narin’in sesi hâlâ yankılanmalı, sorumluların önüne çıkmalıdır. Bu karar bir çocuğun adalet arayışının nasıl duvarlara çarptığının, suçlunun korunabileceği bir sistemin göstergesidir.

“ÇOCUK ÇOCUKTUR, RIZASI OLMAZ”

Kaya şöyle devam etti:

“Tıpkı Leyla Aydemir gibi. Dört yaşında, 2018 yılında kaybolduktan sonra 18 gün boyunca arandı, sonra cansız bedeni bulundu. Yıllar geçti, dosya hâlâ sonuçlanmadı. Yerel mahkeme sanıklar hakkında beraat kararı vermişti. Ancak Yargıtay, dosyada eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle beraat kararını bozdu. Dosyada daha önce sunulan ses kayıtlarının ve analiz edilmemiş delillerin önemine dikkat çekildi. Bu karar, ‘davalar kapansın, suçlular cezasız kalsın’ anlayışına verilen hukuki bir tepki oldu. Ama daha yol uzun, eksikler çoktur. Bu davalar gösteriyor ki, devletin hakikaten ‘kız çocuklarını koruma’ iradesi olmalı; aksi hâlde adalet; yarım kalır, güven sarsılır. Çünkü, kız çocukları için adalet hâlâ bekleme odasında maalesef. Ve Elazığ’da dört kız öğrencinin ‘rıza’ denilerek istismarının gölgelenmesi. Bu kararlar sadece mahkeme tutanaklarında kalmıyor; her biri toplumun adalet duygusunda derin yaralar açıyor. 12 yaşındaki bir çocuğun ‘rıza gösterdiğini’ iddia etmek; akla, hukuka ve vicdana ihanettir. Çocuk, çocuktur. Rızası olmaz. Ve biz bu gerçeği unutturmaya çalışan hiçbir zihniyete sessiz kalmayacağız.

“18-45 YAŞ ARASINDAKİ HER 5 KADINDAN BİRİ ÇOCUK YAŞTA EVLENDİ”

Türkiye’de 18-45 yaş arasındaki her 5 kadından 1’i çocuk yaşta evlendi. Çocuk yaşta evlenen her 3 kadından 1’i çocuk yaşta anne oldu ve çocuk yaşta evlenen kadınların yarısı ise fiziksel şiddete maruz kaldı. Sadece 2024 yılında 9 bin 354 kız çocuğu evlendirildi. Bu tablo istatistik değil, utançtır. Kız çocuklarını büyütmek yerine evlendiren bir devlet, geleceğini küçültür. Biz bu utancı reddediyoruz. Çocuk gelin değil, çocuk. Çocuk anne değil, çocuk. Sadece çocuk. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre çocukların yüzde 25’i hayatlarının bir döneminde fiziksel istismara uğruyor. Cinsel istismar vakalarının yüzde 70’inden fazlası, çocuğun tanıdığı biri tarafından işleniyor. Ve Türkiye’de sadece geçen yıl 40 binden fazla çocuk cinsel istismar dosyası açıldı. Ama binlerce fail hâlâ aramızda dolaşıyor. Çünkü bu ülkede ‘rıza’ denilerek, ‘ayıp’ denilerek, ‘aile onuru’ denilerek, istismar sessizlikle örtülüyor. İktidarın suskunluğu, adaletin sessizliğiyle birleşince, kız çocuklarının güvenliği yerle bir oluyor.

“CHP iktidarında İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girecek”

İktidarın 2025’i “Aile Yılı” ilan ettiğini hatırlatan Kaya, şunları söyledi:

“İktidar ‘2025’i Aile Yılı’ ilan etti. Peki hangi aileden söz ediyoruz? Kız çocuklarının okula değil evliliğe zorlandığı, çocuğun istismara uğradığında ‘sus yoksa rezil oluruz’ denilen bir ülkede, hangi aileden, hangi şefkattan bahsedebiliriz? Bu ülkenin kız çocuklarını korumasız bırakan iktidar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek en büyük güvencelerini de ellerinden aldı. Türkiye, çocuk haklarına dair birçok uluslararası sözleşmeye taraftır: Çocuk Hakları Sözleşmesi, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi gibi belgelerle yükümlülüklerimiz vardır. Ancak, bu sözleşmelere anayasal ve iç hukukta tam yansımaları olmadıkça, kağıt üzerindeki sözler sadece aldatmacadır. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemiz, özellikle kız çocukları açısından telafisi mümkün olmayan hak kayıpları doğurmuştur. Bu çekilme; şiddete karşı mücadeleyi zayıflatmış, koruma mekanizmalarını geri çekmiş, toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden büyük bir yara açmıştır. Bugün kız çocukları, güçlendirilmeyi bekleyen değil, korunmayı bekleyen hale geldiyse, bu, o yanlış kararın en ağır sonucudur. Biz, o sözleşmenin değerini çok iyi biliyoruz. O yüzden bir kez daha açıkça söylüyorum: CHP iktidarında İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girecek. Kız çocuklarının hakkı, kağıt üzerinde değil, yaşamın içinde korunacak. CHP olarak sözümüz nettir: Biz, çocukların ve kız çocuklarının güvenliğini koşulsuz biçimde koruyan, cezasızlığı ortadan kaldıran, adaleti herkes için erişilebilir kılan bir hukuk düzeni kuracağız. Eğitimden adalete, sağlıktan sosyal desteğe kadar tüm alanlarda, kız çocuklarının ihtiyaçlarına uygun politikalar üreteceğiz. Okul terkini engelleyecek, bursları artıracağız. Her kız çocuğu kendi hayalinin peşinden gidecek; kimsenin gölgesinde değil, kendi ışığında büyüyecek.

“HİÇBİR KIZ ÇOCUĞU ‘KEŞKE BAŞKA ÜLKEDE DOĞSAYDIM’ DEMEYENE KADAR…”

11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nün bir kutlama değil bir mücadele günü olduğunu vurgulayan Kaya, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu mücadele, Narin’in, Leyla’nın, Zehra’nın susturulan her kız çocuğunun mücadelesidir. Biz onların sesi olacağız, adalet arayışlarını yarım bırakmayacağız. Çünkü biliyoruz: Bir ülkenin geleceği, kız çocuklarının ne kadar güvende olduğuyla da ölçülür. Bir ülkenin adaleti, kız çocuklarının gözyaşlarıyla test edilir. Ve bir ülkenin iktidarı, çocuklarını koruyamıyorsa; o iktidar meşruiyetini yitirir. Bugün buradan ilan ediyoruz: Kız çocukları korkuyla değil, umutla büyüyecek. Kız çocukları evliliğe değil, eğitime yönlendirilecek. Kız çocukları susturulmayacak, geleceğini kendi sesiyle kuracak. Bu ülke, kız çocuklarının özgür geleceğiyle yeniden yükselecek. Biz varız, biz buradayız ve değiştirmeye geliyoruz. Adalet yerini bulana, hiçbir kız çocuğu ‘keşke başka bir ülkede doğsaydım’ demeyene kadar, susmayacağız, durmayacağız.”

Author: cem can

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir